27 Mayıs 1960 ihtilalinde ilkokul birinci sınıftaydım. Altı yedi yaşlarında bir çocuk olarak “ihtilal” kelimesini o tarihte duydum.
Köyüm Duralidayılı’da o zaman muhtar olan Hocanın Mehmet’in radyosundan dinlediği ajansı, haberleri rahmetli babam gelir evimizde anlatırdı.
Babam 27 Mayıs ihtilalini büyük bir heyecanla ağlayarak bize nakletti.
Menderes, Cemal Gürsel isimlerini de ilk defa babamdan duydum.
17 Eylül 1961 tarihinde Menderes ve arkadaşları idam edildi.
Onu ölümüne seven milyonların sesi çıkmadı. Herkes gibi rahmetli babam ve babaannem gözyaşlarını içlerine akıttılar. Çünkü yüksekten konuşmak, Menderes ismini telafuz etmek, O’na ağlamak bile suçtu.
Babaannem nerden aldığını hatırlamadığım bir fotoğrafı yıllarca bohçasında sakladı.
Fotoğrafta üç kişi bir cami maketinin başındalar. Bunlar Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan.
Sonradan öğrendim ki; Ankara’da Cumhuriyet’ten sonra inşa edilen en büyük cami Kocatepe Cami’nin yapılması emrini 1957 yılında ilk defa Menderes vermiş.
O fotoğraf ihtilalin yaraları sarıldıkça eskidi, kayboldu gitti...
****
Yirmi yıl sonra yine bir cuma günü kahramanlık türküleriyle uyandık. 12 Eylül 1980 ihtilali olmuş Kenan Evren ve arkadaşları yönetime el koymuştu. Hasan Mutlucan kahramanlık türküleri söylüyordu.
O tarihte ben Sorgun Lisesi’nde öğretmendim.
Türkiye’de sağ-sol çatışmalarının yaşandığı, mezhep kavgalarının başladığı, kardeşin kardeşi vurduğu çok kötü günlerdi. İhtilalin arafe günlerinde Sorgun Lisesi’nden Ergün Ünal adlı bir öğrencimiz de şehit edilmişti.
Rahmetli Gün Sazak, Gazeteci Abdi İpekçi gibi birçok değerli insanın karanlık ellerce kahpece şehit edilmiş olmaları bardağı taşıran olaylardan birisi olmuştu.
12 Eylül ihtilalinden sonra yapılan işkenceler, asılan suçsuz insanlar, fişlenen yurttaşların sayısı ürkütücüdür. Son rakamlara göre ihtilal sürecinde; 650 bin kişi göz altına alınmış, birbuçuk milyon insan fişlenmiş, 50 kişi asılmış.
Sorgun’da da darbenin rüzgarı kasırgaya dönüşmüştü. İhtilalde Sorgun Kaymakamı olan rahmetli Fuat Aslan ihtilalin yarattığı travmayı hafifletmeye çalışsa da, asker halkına büyük zulüm yapıyordu. Suçlu suçsuz demeden gençler hapisanelere tıkılıyordu.
Kendisini Konsey Başkanı Kenan Evren yerine koyan Teğmen bir Cihan Koz vardı. Sorgun’da astığı astık, kestiği kestikti. Halka işkence, eziyet eden askerler evleri didik didik aramış, köylerde çakralmaz tabancadan eski kırma av tüfeğine varıncaya kadar tüm silahlar toplanmış, silahlarını teslim etmeyenlere ve canı istediklerine zulüm edilmiş, bazı köylerde vatandaşlara “marş marş” verilmişti.
***
Ve 15 Temmuz 2016.
Yine mübarek bir cuma günü eli kanlı cuntacı askerler Türk Ordusu’na, aziz Türk milletine, milletimizin birlik ve bütünlüğüne karşı isyan başlatmış, isyan milletimizin cesareti, basireti ve metaneti sayesinde sonuca ulaşamamıştır.
Askere, polise, TBMM’ne, sivil halkın üzerine ateş edecek, bomba yağdıracak kadar gözü dönmüş hainler hakettikleri cezayı mutlaka almalıdırlar.
Bu haber 6048 defa okunmuştur.