Hala yüreğimiz yanıyor, hala içimiz kan ağlıyor.
Her gün şehit cenazesi kalkıyor, her gün analar babalar al bayraklı tabutlara sarılıyor.
Her gün gencecik hatunlar şehit eşlerinin tabutuna sarılıp kanlı gözyaşı döküyor.
Her gün evlatlar babalarını uğurlarken.
Çocuklar:
-Babam Cennete mi gidiyor? diye soruyor annelerine
Anneleri susuyor, cevap veremiyor.
1984’lü yıllardan beri PKK bölücü eşkiyası vatanımızı bölmek ve parçalamak için elinden geleni yapıyor.
Şehit ailelerinin, annelerinin, babalarının yaktıkları ağıtları dinlerken boğazımız düğümleniyor.
Artık haber dinlemek içimizden gelmiyor.
Ne zaman televizyonu açsak şehit haberleri ile kahroluyoruz.
Öncelikli hedef polislerimiz.
Bölücü teröre Sorgun’dan da askerlerimizin dışında tam 4 polisi şehit verdik. İkisi Şahmuratlı köyünden; Mustafa Erciyas ve Tevfik Erciyas. Diğerileri Mehmetbeyli köyünden Bekir Elbay ve Esenli’den Ahmet Kılıçarslan. Bu aziz şehitlerimi unutmayacağız. Her daim anacağız. Yetişen nesillerimize bunların birer kahraman olduklarını hep anlatacağız.
Onlar; analarını, babalarını, eşlerini, çocuklarını, sevdiklerini civan yaşta VATAN uğruna terkettiler...
Vatanımızın onuru, şerefi, bayrağı ve bölünmezliği için şehit oldular.
Bizlere düşen görev şehitlerimizin aziz hatıralarına sahip çıkmak olmalıdır.
PKK ve terörist başı Abdullah Öcalan’a selam duranlar, kırmızı plakalı arabalara binip, meclisi yöneten PKK’lı yöneticiler açıkça polisimizi, askerimizi hedef gösterirken hala hukuktan, hala insan haklarından, hala demokrasiden bahsedenlerin ocağına ah bir ateş düşse ne yaparlar acaba!
Bir zamanlar “Akil insanlar” diye yere göğe sığdırılmayan PKK uzantıları ile onların müsveddesi bildiri yayınlayan Akademisyen güruhunun birbirinden ne farkı var?
Türkiye’de vatanımızı her türlü beladan, saldırıdan korumak ve kollamak üzere avuçlarını kınalayarak asker ocağına uğurladığımız gençlerimiz tabutlar içinde aile ocağına dönerken ya biz ne yapıyoruz!
Kınalı kuzularımızı şehit eden teröristleri yine davullu zurnalı karşılayıp şehirlere inmelerini, şehirlerde barikat, hendek, bomba tuzakları hazırlamalarına göz yummadık mı!
Askerimize, polisimize, masum vatandaşımıza kurşun sıkanları görmezden gelen biz değil miyiz!
Hainleri davulla zurnayla karşılamadık mı!
Hep dört çapulcu dediğimiz terör örgütü şimdi koca Türkiye Cumhuriyeti’ne meydan okumaya kalkıyorsa suçlu kim!
Şu son günlerde canımız yanıyor ama, doğrusunu söylemek gerekirse, polisimizin, askerimizin yaptığı temizleme ve süpürme harekatı yüreğimizi serinletiyor.
Tek bir terörist kalmayıncaya kadar yapılan bu harekat devam etmeli. Yılanın başı can cere kalmayıncaya kadar ezilmelidir.
Allah, kahraman polislerimize, askerlerimize güç, kuvvet sabır versin.
Duamız onlarla...
Bu haber 6117 defa okunmuştur.