Sorgun’un siyasi tarihinde mücadeleci, ısrarlı ve takipçi bir kişiliğiyle hatırladığmız Cumafakılı köyünden Halil Ağa’dan bahsede -ceğim.
Türk siyasi tarihinde tanıdığmız liderlerden başka, yerel siyaset sahnesinde adından çok bahsettiren, iz bırakan, siyasetçiler -den birisi de Halilağa’dır.
Sorgun’a bağlı Aşağıcumafakılı köyünden.
MHP’de, sonra ANAP’ta siyaset yapmış, il genel meclisi üyeliğinde bulunmuş bir siyasetçiydi.
Sorgun’da ne zaman siyaset konuşulsa, bürokratları korkutmak için “Cumafakılı Halilağa’ya söylerim ha!” denirdi.
Halilağa nasıl bir insandı. Nasıl bir siyasetçiydi ki “Herkes Halilağa’dan ” çekinirdi.
Eskiden Sorgun’da anneler çocuklarını “Seni Salli’ye veririm, Topuç’a veririm” diye korkuturlardı. Halbuki benim tiyatro kahramanlarım ne Salli, ne de Topuç korkulacak insanlardı.
Rahmetli Halilağa’nın ANAP’tan il genel meclisi üyeliği yaptığı yıllarda ben ilçe milli eğitim müdürlüğünde görev yapıyordum. Çok yakın diyaloğumuz vardı. Kendisini sever ve sayardık.
Ama sağlığında rahmetliyle ilgili öyle siyasi fıkralar anlatırlardı ki hepsi bir ders çıkarılacak yaşanmış fıkralardı.
Ağzından dinlediğim iki fıkrayı sizlerle paylaşmak isitiyorum:
YERKÖY’E DENİZ
Siyasette bol bol atmaktan, vaat etmekten çekinmeyeceksin, derdi. Ben Yerköy’de konuşurken “Size deniz getireceğim” desem, birçok insanı inandırırım. Çünkü orada yaşayan insanları deniz deyince iştahları kabarır.
Akdağmadeni’ne gidince ormandan bahsederdim. Orman köylüsünün ağaç kesip, tarla yapmaya büyük özlemleri vardır. Akdağ’da şunu söyleyeceksin:
-Ey benim Akdağlı sevgili hemşehrilerim. Bana oyunuzu verir iş başına getirirseniz, sizin ağaçlarınızı kesip tarla yaptıracağım. Sizin de tarlanız olacak, ekip, biçip yiyeceksiniz.
HALİLAĞA’NIN ELMASI
Halilağa il genel meclisi üyesi iken Yozgat Valisi’de Muhittin Keskin’dir. Halilağa ısrarcı, inat bir siyatçidir. Kafasını taktığını yapar, inatlaştığı bir meseleyi mutlaka çözer, istediğini almadan geri durmazdı.
Okul, yol, cami ve Sorgunla ilgili başka isteklerden Vali Muhittin Keskin’i bıktırdığı, Halilağa varırken “Haliağa birşey demesin” diye onu makam kapısında karşıladığı söylenirdi.
Yine birgün Vali Muhittin Keskin’i ziyaret eden Halilağa şöyle der:
Efendim, Muhtarlar beni sıkıştırıyor. Sorgun’a biraz çimento verin de ihtiyacı olan köylere dağıtalım.
Vali bey Halilağa’ya yok, imkansız dese de dinletemez. En sonunda Halilağa’nın inat tutumunu kırmak için:
-Halilağa sen laftan anlamaz mısın. Yok diyorum. Hadi bana çıkarıp cebinden bir elma versene.
Halilağa, tamam der. O zaten böyle bir şey beklemektedir. Hazır da gitmiştir. Vali beyin böyle bir şey söyleyeceğini tahmin etmiş olacak ki önceden cebine koyduğu kırmızı elmayı hemen çıkarıp Vali beye takdim eder:
-Buyurun sayın Valim. Ben sizin gibi pinti miyim!
Bu haber 7043 defa okunmuştur.