ENGELLERE ENGEL KATMAK
İsmini yazmak istemediğim bir engelli kardeşimizin duygu ve düşünlerine aynen katıldığım yazısını sizlerle paylaşmak istiyorum:
Değrli Hocam,
Size engelli bir kişi olarak gönderdiğim bu yazımı yayınlamanızı diliyor, saygılar sunuyorum.
Yurt dışına seyahat amacıyla giden insanların genelde hepsinin ortak kanaatidir konuştuğunuz zaman…
“ Yaaa, yurtdışında ne kadar sakat ve engelli insan var… Her yerde tekerlekli sandalyeli insan görmek mümkün. Engelliler sosyal hayatın tam merkezinde, kendilerini toplumdan hiç soyutlamamışlar vb… “ tarzında şeyler söylediklerini işitiriz…
Bizim ülkemizde de en az Avrupa’da olduğu kadar, belki de ondan daha fazla engelli vatandaşımız yaşamaktadır.
Fakat bizim cadde ve sokaklarımızı gezdiğiniz zaman, neredeyse hepsinin bomboş olduğunu, hiçbir engelli bireyin yaşamadığını düşünürüz nüfusumuzun %13’ü engelli olduğu halde...
Peki, bu iki resim arasındaki temel farklar nereden kaynaklanmaktadır?
İnsanların hayata küsüp kendileri evlere kapamaları, çevresindeki insanların koltuk değnekli veya tekerlekli sandalyeli birini gördüğü zaman rahatsız edici bakışlarından çekinmeleri, toplu ulaşım araçlarını rahatça kullanamamaları, görme engelliler için sesli uyarı sistemlerinin bulunmaması vb…
Pek çok şey sıralanabilir bunun sebepleri arasında. Ancak en önemli etkenlerden birisinin; oturduğumuz evlerin, gezdiğimiz cadde ve sokakların, alışveriş merkezlerimizin ve bilhassa kamu binalarının engellilere uygun olarak düzenlenmemesi yatmaktadır.
Mesela şöyle bir düşündüğümüz zaman ülkemizdeki kaç tane kamu binasına engelli bir birey rahatlıkla girip, işlerini dilediği gibi yapabilmektedir?
Elektrik faturasını kendisi gidip rahatça ödeyebiliyor ya da su parasını ödemek için kuyrukta bekleyebiliyordur!
Hangi bankanın ATM’sinden gidip rahatça maaşını çekebiliyordur? Ya da hangi dilediği mağazaya ya da alışveriş merkezine gidip, sepetini istediği gibi tıka basa doldurabiliyordur?
Hepimiz potansiyel bir engelli adayı olduğumuz halde, sanki hayatımızın sonuna kadar hep böyle, kimseye muhtaç olmadan yaşayacakmış gibi, umursamasız bir şekilde davranmaktayız. Sokakta gezen adamdan tutunda, işyeri sahibi olan esnafa, kamu binalarında görevli olan idari personele ve bu işleri göstermelik yapan mimar ve müteahhitlere kadar herkeste bir vurdumduymazlık hâkim maalesef…
Özellikle umuma açık yerlerdeki göstermelik yapılan rampaların, tasarım ve zarafet yoksunu kaldırımların hizmete açılmasında uygulanabilir bir yöntem gibi duruyor. Saygılarımla
Bu haber 7253 defa okunmuştur.